Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
KARABULUT
İki insan birbirini daha iyi anlamak için doğal bir şekilde yakınlaşmak ister. Ancak araya giren birçok parazit ve aracı bu doğallığı sekteye uğratır. Bitmez tükenmez vesveseler ve kıskançlıklar üretilir. Bu tavırlar, tıpkı farklı toplulukların birbirine doğal bir şekilde yakınlaşıp anlaşmasını engelleyen devletlerin tavrı gibidir. Zorba devletlerin özel çkarları ve ürettikleri önyargılar araya girmese, halklar bu asalak ve parazit hukuk kalıplarından kurtulup, güzellikle anlaşabilir.
Birbirini anlamak istemeyen ve hatta anlaşma zorunluluğunu bile hiç önemsemeden yaşayabileceğini sanan insanlar varken, insanların karşılıklı olarak birbirlerini daha iyi anlamaları ve güzellikle anlaşmaları nasıl mümkün olacaktır? Elbette hayatı takdir edip ödüllendirenler olduğu gibi, ölümü takdir edip hayatı yıkıma dönüştürenler de vardır.
Öncelikle insanların sorunlarını karşılıklı hissetmeleri, içselleştirmeleri ve farklılıklarını, hoşgörüyle buluşturacak olan barış kültürünü geliştirmeleri zorunludur. Birbirini hiç anlamak istemeyenler, zaten birbirini yavaş yavaş öldürenlerdir. Birbirini anlayarak, bu konuda kendini sürekli geliştiren insanlarsa, hayata huzur ve doğallık kazandırır.
İnsanların birbirlerini anlama ve anlaşma zorunlulukları vardır ve bu zorunluluk; toplumsal tarihte her zaman farklı yönlendirilmiştir. İnsanların anlaşma ve birbirini anlama zorunluluğu; barışçıl, eşitlikçi, ahlaki ve vicdani değerleri yükselten bir adalet taşıdığı ölçüde, bir doğallık içerebildiği gibi, zora dayalı iktidarların katı hukuku altında, hiyerarşik bir tahakküm de içerebilir. O zaman toplumsal hayat, devletlerin hakları ve devletlere bağımlı uyrukların yani devlet toplumunun yükümlülükleri çerçevesinde belirlenir. İnsanın barışçıl. anlayışlı ve iyicil doğasını kuvvetlendiren ve özgürleştiren, sivil yerinden yönetim mekanizmaları ise olabildiğince küçük ama aslında daha sağlam bir devlet yapısı oluşturur. Haklar ve yükümlülüklerin hukuksal kıskacı, olabildiğince toplumsal özgürlük ve dayanışmayı hedeflediğinde kıskaç açılır, tersinde ise bu kıskaç kapanır.
Zorba devlet hiyerarşileri, insanları çileden çıkaran, birbirlerinden uzaklaştıran ve kendince kalıplaştıran bir hukuk kıskacı içerirken, hegemonyacı devleti yaygınlaştırırlar; gönüllü hiyerarşiye, ve karşılıklı yardımlaşmaya dayanan, yerinden yönetimci federatif yapılarsa, ürettikleri adaletlive ödünsüz özgürlük ilişkileriyle, devleti toplumsallaştırırken, toplumu da olabildiğince devletsizleştirir ve hukuku da doğallaştırırlar. Bahsettiğimiz bu sonuçlar, insanların birbirini daha iyi anlamasında ve hayatlarını anlamlandırmasında, doğal ya da zor ile ürettikleri farklılaşmaların zıt derinlikleridir. Biri insan anlayışının doğallığını yüceltirken, diğeri saptırıp kötürümleştirir. Anlatacaklarım saydığım istibdadi güçlerin günümüze kazandırdıkları...
Tarih: 2016-04-05 09:45:43 Kategori: Sosyoloji
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Toplumlar ve Devlet Nedir
İki insan birbirini daha iyi anlamak için doğal bir şekilde yakınlaşmak ister. Ancak araya giren birçok parazit ve aracı bu doğallığı sekteye uğratır. Bitmez tükenmez vesveseler ve kıskançlıklar üretilir. Bu tavırlar, tıpkı farklı toplulukların birbirine doğal bir şekilde yakınlaşıp anlaşmasını engelleyen devletlerin tavrı gibidir. Zorba devletlerin özel çkarları ve ürettikleri önyargılar araya girmese, halklar bu asalak ve parazit hukuk kalıplarından kurtulup, güzellikle anlaşabilir.
Birbirini anlamak istemeyen ve hatta anlaşma zorunluluğunu bile hiç önemsemeden yaşayabileceğini sanan insanlar varken, insanların karşılıklı olarak birbirlerini daha iyi anlamaları ve güzellikle anlaşmaları nasıl mümkün olacaktır? Elbette hayatı takdir edip ödüllendirenler olduğu gibi, ölümü takdir edip hayatı yıkıma dönüştürenler de vardır.
Öncelikle insanların sorunlarını karşılıklı hissetmeleri, içselleştirmeleri ve farklılıklarını, hoşgörüyle buluşturacak olan barış kültürünü geliştirmeleri zorunludur. Birbirini hiç anlamak istemeyenler, zaten birbirini yavaş yavaş öldürenlerdir. Birbirini anlayarak, bu konuda kendini sürekli geliştiren insanlarsa, hayata huzur ve doğallık kazandırır.
İnsanların birbirlerini anlama ve anlaşma zorunlulukları vardır ve bu zorunluluk; toplumsal tarihte her zaman farklı yönlendirilmiştir. İnsanların anlaşma ve birbirini anlama zorunluluğu; barışçıl, eşitlikçi, ahlaki ve vicdani değerleri yükselten bir adalet taşıdığı ölçüde, bir doğallık içerebildiği gibi, zora dayalı iktidarların katı hukuku altında, hiyerarşik bir tahakküm de içerebilir. O zaman toplumsal hayat, devletlerin hakları ve devletlere bağımlı uyrukların yani devlet toplumunun yükümlülükleri çerçevesinde belirlenir. İnsanın barışçıl. anlayışlı ve iyicil doğasını kuvvetlendiren ve özgürleştiren, sivil yerinden yönetim mekanizmaları ise olabildiğince küçük ama aslında daha sağlam bir devlet yapısı oluşturur. Haklar ve yükümlülüklerin hukuksal kıskacı, olabildiğince toplumsal özgürlük ve dayanışmayı hedeflediğinde kıskaç açılır, tersinde ise bu kıskaç kapanır.
Zorba devlet hiyerarşileri, insanları çileden çıkaran, birbirlerinden uzaklaştıran ve kendince kalıplaştıran bir hukuk kıskacı içerirken, hegemonyacı devleti yaygınlaştırırlar; gönüllü hiyerarşiye, ve karşılıklı yardımlaşmaya dayanan, yerinden yönetimci federatif yapılarsa, ürettikleri adaletlive ödünsüz özgürlük ilişkileriyle, devleti toplumsallaştırırken, toplumu da olabildiğince devletsizleştirir ve hukuku da doğallaştırırlar. Bahsettiğimiz bu sonuçlar, insanların birbirini daha iyi anlamasında ve hayatlarını anlamlandırmasında, doğal ya da zor ile ürettikleri farklılaşmaların zıt derinlikleridir. Biri insan anlayışının doğallığını yüceltirken, diğeri saptırıp kötürümleştirir. Anlatacaklarım saydığım istibdadi güçlerin günümüze kazandırdıkları...
Tarih: 2016-04-05 09:45:43 Kategori: Sosyoloji
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx